İnsan Avcıları’ nın
olacağı yerde Kırmızı Fenerler’ in de olacağını söylemiştim, bu bölümle beraber
tahminimde yanılmadığımı görmek muhteşem oldu. Homecoming bölümünden beri
görmediğimiz Kırmızı Fenerler de böylelikle sahneye tekrar çıkmış oldular ama
dönüşlerinin muhteşem olduğunu da
söylemek güç. Atrocitus’ un tutuklanmasından sonra Zilius Zox’ un başa
geçmesini pek istemediğim doğrudur, bu bölümde neden bu konuda haklı olduğumu
göstermiş oldu, gelecek bölümlerde de Kırmızı Fenerler’ i göreceğimizi düşünürsek
Atrocitus’ u mumla arayacağımız kesin. Ama tabii ki asıl sorunumuz farklı,
Anti-Monitor tehlikesi hala devam ediyor bildiğiniz üzere. Hala Anti-Monitor’ u
yok etme konusunda tek bir adım bile ilerleyememiş ekibimizin, bu sorunu nasıl
çözeceği hala muamma. Sonuçta Kırmızı Fenerler’ in sorun olduğu zamanlarda
ekibimiz, onlarla savaşmak için başkalarıyla ittifak kurma çabasındaydı
hatırlarsanız. Şimdiyse gemileriyle bir gezegenden öteki gezegene uçup,
karşılarına çıkan İnsan Avcıları’ nı yok etmekten başka bir şey yapmıyorlar,
bunun sonunun çok kötü biteceğini ve Anti-Monitor gibi bir düşmanın
sonunun hiç beklenmedik ve saçma bir
şekilde olacağını düşünüyorum.
Bu bölüm sayesinde
bazı ‘’ dostları ‘’ tekrar görme şansımız oluyor, tabii bölüm içinde
diyalogları olmasa da yine de onları görmek iyi geldi. Mesela bölümün başında,
Prens Ragnar’ ı görüyoruz, birkaç saniyelik öfkeli bakışlardan ibaret fakat iki
bölüm neredeyse kendisine tahsis edilmişti.* Ancak asıl önemli olansa
Anti-Monitor’ un asıl oluştuğunu gösteren bir ‘’ flashback ‘’te gerçekleşiyor,
okuyanlar bilir Anti-Monitor’ un yaratıcısı Krona’ yı. Kahramanların başına
sadece Anti-Monitor dışında birçok dert açan Krona’ nın unutulacağını
sanıyordum fakat, gerekli olduğu üzere kendini görme şansına sahip olduk.
Bu bölümle birlikte bazı işler de renk değişirdi.Geçtiğimiz
bölümlerde Razer’ ın basit bir aşk hikayesi için diziye yerleştirildiğini
söylediğimi hatırlarsınız belki, fakat bundan daha kötüsü yani en klişe olanı
için bile diziye yerleştirilmiş olabilir. Ne mi demek istiyorum, artık bu
bölümle beraber Aya’ yı kaybettik, ölmez sanılan robot bile öldü. Aslında bu
noktada aklıma bir husus takılmadı değil.Hatırlarsınız ‘’ Homecoming ‘’
bölümünden sonra Aya’ yı bir laboratuara kapattıklarında, kendisinin baş kısmının arkasında bulunan,
tabir-i caizse bir hafıza kartı olduğunu ve burada Lanos ile değiştirildiğini
görmüştük. Bu noktada kendisi yine gemiye yüklenemiyor olsa bile, o ‘’ hafıza
kartı ‘’ sayesinde kurtarılabilirdi. Yani kısacası mantığa yatmayan bir husus olarak,
bu ölüm – aslında yok oluş mu demeliydim, robotlar ölmez en nihayetinde –
olmadı, belki de dediğim husus kullanılarak belki bir geri dönüş bile olabilir,
ne dersiniz ?
Son olarak Ysmault’
tan kaçırılan Zillius Zox’ un yokluğu – mantıklı düşünürsek – fark edilecektir
elbet ve bana kalırsa İnsan Avcıları sorunu ve üzerine bu eklenince, yeni bir
Kırmızı Fenerler ve Yeşil Fenerler savaşı izlememiz mümkün, tabii asıl sorun
farklı olduğu için bu tek bölümlük hadise olarak kalacaktır en nihayetinde ama
yine de belki böyle bir karşılaşmada önceki bölümlerde bize verilemeyeni, belki
yeni bir savaşla vermiş olurlar. Böylelikle bir incelemenin daha sonuna geldik,
herkese iyi seyirler diliyorum, hoşçakalın.
* Kendisinin olduğu
bölüm incelemeleri için bkz. Heir Apparent ve Regime Change
'' Hellbazer ''
0 yorum:
Yorum Gönder