Bölümün adından da anlayacağımız gibi Razer artık daha çok
hikayenin içine giriyor... Bölümü izlemeden gelmeyinissss....
Razer'ın yaptığından pişman olduğunu önceki bölümden
görmüştük. Bu bölümde sorgularda cevap vermemesi aslında hem YF'den hem de
KF'den nefret ettiğinin yeterli bir göstergesi. KF'e olan nefreti tamamen
gezegen yıkımı üzerine dayalıyken YF'e olan nefretinin nedenini bilmiyoruz.
Elbette çizgi romanda hiç geçmeyen bir karakterin geçmişiyle ilgili bize bilgi
vereceklerdir.
Hal ve atarlı muhafızımız Apsa hikayenin devamının da Sınır
Uzay'da geçeceği hakkında bilgi verirken Razer duyduğu pişmanlıktan ötürü
sürekli cezalandırılmak istiyor. Razer eğer hikayenin ana karakterlerinden
olacaksa cezalandırıp karakteri harcamak gibi bir hataya düşmeyeceklerdir.
Ancak evren varolduğundan beri varlığını sürdüren Muhafızlar'ı tek macerada
harcayan bir derginin dizisinden bahsettiğimize göre temkinli davranmak her
zaman iyidir...
Razer'ı hapsetmek için "Hapishane Gezegen" bulan fenerlerimiz
hikayenin bir uzay hikayesi olduğunu hissettiriyor bir anda. Sonuçta onlarca
gezegen arasında dolaşıyorsunuz ve bu gezegenlerden sadece birinin basit bir
hapishanesine nakletmek çok da hoş olmayan bir durum olurdu. Aynı konsepti
şehir hapishanesine uygulasalar belki diyebilirim ama bir uzay hikayesinde olduğumuz
göz önüne alınırsa bolca gezegen görmeyi asla yadırgamamalıyız. Hele ki bir YF
hikayesi ise...
Gezegenimizin gardiyanları örümcekimsi (hatta bildiğin
tarantulanın insan boyutunda olanından) bir tür. YF hikayelerinde bu
"evrim farklı yönlerde gelişirse" teması ilk başlarda ne kadar gözüme
çarpsa da sonradan batmaya başlıyor. Domuza benzeyen Kilowog, balığa benzeyen
Salaak gibi karakterler varken bu konunun çok da fazla sömürülmemesi
gerektiğini düşünüyorum. Mesela Razer'ın tipi her ne kadar insana benzese de
gayet hoş tasarlanmış.
Alcatrazımsı hapishanemizden kaçan bir kalamar ile uğraşan
ekibimiz (yahu daha demin örümcek dedik de neyse... en azından bu sevimli.) onu
zor da olsa yakalamayı başarıyor. Şizofren gibi kendi kendine seslenen
kalamarımız onlara hapishanede işkence olduğunu söylüyor. Bölümün belki de en
güzel konuşmalarına şahit oluyoruz. İşkencenin hiçbir zaman haklılık yanı
olamayacağı ve "canlı hakları" hakkında konuştuktan sonra gezegenin
bölümün geri kalanına da ev sahipliği yapacağını anlıyoruz. Geçen bölüme
Shyir'ın gezegeni ve bu bölümde örümcek hapishanesinden yola çıkarak her bölüm
bir gezegende geçecek diyebiliriz. Ki bu da her bölüm farklı görev yapan
"Young Justice" ekibinin dizisini hatırlatır. Benim gibi bu
konseptleri seven biri için de güzel olur. Umarım ana hikayenin yanında her
bölüm farklı yer gezme imkanımız olur.
Gezegene girilirken ilgimi çeken bir nokta oluyor.
Farkettiyseniz ışıklandırmalar gezegen dışından geliyor. Acaba gezegen dışında
başka bir gezegenden mi sağlıyorlar ışıkları yoksa onlar direkt uydu vb. şeyler
mi? Bunun kafama takılmasının temel nedeni ise gezegene yaklaştıkları anda
arkadaki büyük karartı.
Razer'a verilen şokla çok geçmeden onun geçmişine dönüyoruz.
Ve bu bölümde alttan mesaj verme konusunda çok başarılı olan yazarlarımız
"militarizm" ile ilgili oldukça çarpıcı ve yerinde atıflar yapıyor.
Ayrıca Razer'ın ülkesinin feodalite ile yönetildiği gözlerden kaçmamalı.
Razer'ın burada daha çok Japonlar'dan ilham alınarak üretildiği söylemek de
hakeza mümkün.
Gizemli sarı taşlarla kaplı hapishanemizde gene dünyadan
kopamama durumu yaşanıyor. Keşke kristalimsi çizmek yerine daha fazla
ovalleştirebilirlermiş... Yüzükleri çalışmayan fenerlerimiz örümceklerle yumruk
ve tekmeyle karşılık vermek zorunda kalıyorlar. Öte yandan Razer'ın sevdiği ile
son dakikalarına gidiyoruz. Razer'ın elinden düşürdüğü kılıç-kalkan dünya
etkisini bir daha gözler önüne seriyor.
YF'in yüzüklerinin çalışmamasının nedeni temelde sarı
kristallermiş. Sarı kristallerin böyle bir etkisinin olması bu bölümde es
geçileceği anlamına gelmiyor. Ben kötü adam olsam o kristallerden kendime zırh
yapıp bir yüzük kapar ve ezer geçerdim YFleri ahh ah...
Kalamarın Aya ile Hal'in espri anlayışı konusunda
tartışmasının ardından Aya kendini gemi dışına atıveriyor. Demek ki Aya'yı daha
uzun süre gemi dışında göreceğiz. Demedi demeyin...
Razer'ın KF olduğunu gördüğümüz sahnelerle Razer'ın da
orjinini az buçuk görmüş oluyoruz. Öte yandan Aya sarı kristalleri geçemediği
halde (koridorlarda neden sarı kristal yok?) Razer'ın şok aletine sızmayı
başarıp onu şoktan çıkartarak YFleri kurtarmaya ikna ediyor. Böylece Razer'ın
kötüden iyiye geçişine de iyiden iyiye tanık oluyoruz.
Romantizm akımının hissedildiği sahnelerde Razer son anda ekibimizi kurtararak
güne son veriyor. Myglom'un hapishane müdürü olmasında gözüme çarpan onun
suçunun tam olarak bilinmemesi. Ve Aya'nın YF olmayı hepten kabullendiği
sahnelerle bu bölüme de son veriyoruz. Haftaya pazar görüşmek üzere.
"House"
0 yorum:
Yorum Gönder