Green Lantern Animated Series 01-02 "Beware My Power"




Evet söz verdiğimiz gibi Green Lantern Animated Series incelemelerine başlıyoruz. Öncelikle bir spoiler uyarısı yapalım. Bölümün tamamını izlemeden gelmek olmaz!


Hikayemiz bir Yeşil Fener'in Kırmızı Fenerler tarafından öldürülmesi ile başlıyor. Burada öldürülen Yeşil Fener Meten'i tanımıyoruz ancak Kırmızı Fenerler'den biri tanıdık. Yaptığımız "Işığın Sönüşü" hikayesinde de yer alan Zilius Zox. Ancak diğerini tanımıyoruz. Daha önce böyle birini ne çizgi romanlarda ne de diğer filmlerde görmüştüm. Ardından Hal insanları kurtarmak için dünyada milyon dolarlık uçağını feda ediyor. Bölümün favori sahnelerinden biri bu benim için. "Ne olursa olsun, Yeşil Fener de bir kahraman" göndermesi cuk oturtulmuş. Carol ile aralarındaki tartışmalardan anlıyoruz ki Ferris henüz bir fener değil ve Hal'in bir Fener olduğunu bilmiyor.

Oa'ya giden Hal belki de Yeşil Fener deyince akla ilk gelen iki fener ile karşılaşıyor. Salaak ve Kilowog. İkisi olmadan Yeşil Fener dizisi düşünülemezdi zaten. Muhafızlarla Hal konuşurken Oa'ya bir Yeşil yüzük düşer. Yani bir Fener ölmüştür. Vee hikayemizin geçeceği "Sınır Uzay" ile ilgili bilgileri alırız burada. Hikayemizin en azından ilk kısmı Sınır Uzayda geçeceğe benziyor.

Sınır Uzay anlatısında dikkat çeken bir nokta var. Farkettiyseniz muhafız Apsa "Korunan Uzayda 3600 sektör var" diyor. Burada benim aklıma şu soru geldi direkt "Korunan Uzay... Peki korunmayan uzay sektörleri de mi var?". Her sektöre bir Yeşil Fener verildiğini biliyoruz ancak bu teorim de çürütülemez henüz. Devamında Sınır Uzayda daha fazla Yeşil Fener'in öldüğünü anlıyoruz. Appa Ali Apsa (Ali? :D ) vurdumduymaz hareketleriyle "Biz bu işi çözeriz, bunu sizden öğrenecek değiliz" gibi bir tavır takınsa da bir başka muhafız onlara eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürtecek cinsten bir uzay gemisi gösteriyor.

 

Ve bir başka gezegende tıpkı bölümün başındaki gibi bir başka Yeşil Fener'e saldırı uygulanıyor. Zox ve yancısı Razer tekrar sahneye çıkıyor ve Yeşil Fener'in peşine düşüyor.

Aklına düşen karpuz kabuğunun peşine düşen Hal gemiye ulaşmaya çalışırken Kilowog engeline takılıyor. Aslında engel diyemeyiz. Çünkü bu çılgınlıkta Kilowog da ona eşlik ediyor. Bu sırada gemiye ilerliyorlar ve geminin devasa bir güç bataryasına sahip olduğunu görüyoruz. Ayrıyetten geminin bir yapay zekası var. Güç bataryası kulanan bir yapay zeka.
Adeta bir Yeşil Fener. Sonra muhafızlara geri dönüyoruz. Hikayemiz dağıldıkça dağılıyor hissi uyandırıyor bu sahnelerde. Muhafızların bir sır sakladığını öğrendiğimiz bu dakikaların ardında Hal "Ultrawarp" denilen şeyi harekete geçirmek için Aya'ya felsefik bir konuşma yapıyor.


Vee Ultrawarp. Ultrawarp aslında sınır uzaya en kısa sürede gitmenin tek yolu. Bir koordinat giriyorsunuz ve gemi sizi oraya adeta ışınlıyor. Sınır Uzayda geçen bir hikaye için ulaşım sorunu güzel çözülmüş. Ultrawarp sırasında Hal pilotluk özelliklerini devreye sokarak zor durumdan kurtuluyor. Açıkcası bu kısmın çok abartılmadan ve uzatılmadan geçmiş olunması yerinde bir tercih olmuş. İlk bölümden ölemeyeceklerini herkes biliyor. Fazla aksiyona gerek yok.

Kilowog ve Hal'in Carol hakkında konuşmasının ardından Kırmızı Fenerler (Bundan sonra KF diyeceğim) tarafından kovalanan YF (Yeşil Feneri kısaltmak için bundan sonra bunu kullanacağım) hakkında bir şeyler yapmak için harekete geçiyorlar. Ve Zox burada Razer'a biraz acımasız olması hakkında öğütler veriyor.

Hal ve Kilowog tam bir 2ye2 kapışmaya tutuşuyor. O da ne? Hal ve Kilowog kırmızı fenerler hakkında hiçbir şey bilmiyor. Buradan çıkarabileceğimiz sonuç şu ki ileriki bölümlerde daha fazla fener hakkında daha fazla şey öğrenebileceğimiz. Aslında çizgi roman serisini pek takip etmeyen insanlar için iyi düşünülmüş bu kısım. Hiçbir şey bilmeden de keyifle izlenebilir kılmışlar.

Hikayemize geri dönüyoruz. Hal ve Kilowog ilk başta öldürülen YF Meten'e benzettiğim YF'i kurtarmaya çalışırken bir hayli zorlanıyor. Burada Hal'in o zamanlar en güçlü YF olmadığını anlamamıza yetiyor aslında. Ve o sırada Hal yüzüğünün gücü bittiği için normal haline dönüyor. Yeşil Yüzüğün insanı koruyan bir tabaka oluşturarak yaşaması için her şeyi sağladığını biliyoruz ancak yüzük olmadan Hal o gezegende nasıl hayatta kalabildi pek anlayabilmiş değilim. Neyse buralara çok takılıp dizinin içine etmeyelim :D

Hal geminin bataryasından güç alarak Razer ve Zox'ı gezegenden uzaklaşıtırıyor. KFleri def eden dostlarımız Sınır Uzaydaki maceralarına tam olarak adım atmış oluyorlar ve 1.bölüm bitmiş oluyor. Anlaşılan KF ve YF kapışması göreceğiz. Bu süper bir fırsat. İki fener birliğinin kapışması YF dergilerinde kolay kolay görebileceğimiz bir şey değil. Potansiyel yaratılan ama pek kullanılmayan bir şey. Genelde yüzükler bir olup bir düşmana karşı savaşır ya da hepsi bir olup YF'e saldırırdı. Bunu izlemek cidden keyifli olacak.

Birleşik bölümümüzün 2.kısmına geçiyoruz. Muhafızlar gemi soygunundan haliyle hoşnut olmadığından Hal'i "2814'ün eski Yeşil Feneri" diye çağırıyor. Ve muhafızlar bilmemezlikten mi geliyor (unuttunuz mu? Bir sır saklıyorlardı) yoksa cidden mi bilmiyorlar anlaşılamayacak bir muhabbete dalıyorlar. Bu sırada bir KF Uzaylısız Uzay Aracı (Başka türlü isimlendirilemezdi :D ) gemiyi takip ediyor. Ve muhafızlarımız sakladıkları sır hakkında biraz daha konuşmaya dalıyorlar. Kilowog ve Hal Oa'ya dönme ve Sınır Uzayda kalma konusunda tartışadururken Hal kendi yüzüğünün gücünü gemiye aktararak peşlerindekinden kurtuluyor.

Hal ve Kilowog eve dönüp YF takviye kuvvetleriyle sınır uzaya dönmeye çalışırken gemide oluşan hasardan dolayı sınır uzayda kalıyorlar. Ultrawarp'ın zaman sınırı olmadan tekrar tekrar kullanılabilmesi onun ne kadar kullanışlı bir şey olduğunu açıklıyor aslında. Bunu boş geçmeyeceklerdir. Dokuz ay sınır uzayda kalacağını öğrenen ekibimiz hikayenin devamında da burada olacağı anlamına geliyor. Ve gemi üzerinde bir izleme cihazı ile yaralı YFimizin gezegenine doğru gidiyor.

Atrocitus ve KFlerin konuşmalarına tanık oluyoruz sonraki sahnede. Atrocitus, Zox ve Razer'ın konuşmalarında Zox'ın Razer'dan hazetmediğini ve onun KF olmak için yeterli olmadığını düşünüyor. Razer gibi çizgi romanda olmayan bir karakterin bu kadar gözümüze sokulması hikayede mutlaka üstlerde yeri olacağının sinyallerinden olmalı.

Yaralı YF'in gezegeninde Hal ile ilgili bir şey öğreniyoruz. Aslında kimliği gizleyen ender YFlerden Hal. Kilowog ve diğer fenerlerin maske taktığına şahit olduğunuz mu? Hal'in her ne kadar gereksiz görsem de (Uzaylılarla uğraşıyorsun adamım, kimse senin ailenle ilgilenmez...) burada kendileri göndermede bulunmayı ihmal etmemişler. Cidden Hal neden maske takıyor ki?


Bolovax Vik'in yokolduğunu ve Kilowog'un oradan sağ kurtulan ender (Belki de tek) canlılardan biri olduğunu öğrendiğimiz sahnelerde (tekrar söylemek gibi olmasın. Hiçbir şey bilmeyenler gönül rahatlığıyla izleyebilir. Adamlar bunun için uğraşmış adeta.) Atrocitus tekrar ortaya çıkarak "YFleri verin, yoksa gezegeniniz ölür." temalı bir konuşma yapıyor. Yaralı Fenerimizin isminin Shyir olduğunu öğrendikten sonra kendisi gezegenini kurtarmak için kendini feda etmeyi düşünse de biraz gazla savaşmaya ikna oluyor.

Planlı bir saldırı hazırlamakta olan YFleri bir yana bırakırsak bölüm başından beri gözümüze sokulan Razer'ın KF olmayı hakettiğini göstermek için gezegeni yokedecek aleti işaretliyor. Bu arada çok keyifli bir kavga başlıyor. Atrocitus vs Hal! Tabii ki Hal'in çok güçlü olduğu zamanlar değil. Bu yüzden kavgadan pek etkilenmediğimiz aşikar.

Razer ve Kilowog'ın dövüşüne dönücek olursak Razer'ın aslında tam anlamıyla "beyni yıkanmış" bir savaşçı olduğunu görebiliyoruz. Doğru tarafta olup olmadığı, kendi tarafının ne isteyip istemediği hakkında bir fikri bile yok.

Hal, Atrocitus'tan okkalı bir dayak yerken Shyir gezegenini kurtarmak umuduyla canını feda ederek Kilowog'a biraz zaman kazandırarak boşa ölmemiş oluyor. Razer ise yaptığından oldukça pişman görünüyor. Hal gezegenin patlayışını izlerken (gezegeden daha çok su balonunun patlayışına benzettim gerçi ben...) Atrocitus, muhafızlara savaş açtığını bir kez daha duyuruyor.


Bölümün en sonunda Razer tutsak oluyor, Kilowog gezegenden toplayabildiği tüm insanları toplayarak onları başka bir gezegene götürüyorlar ve oraya Shyir'in (Bölümde zaman zaman Rev diye bahsettikleri fenerin) ismini verdikleri gezegenle başbaşa bırakıyorlar. Ve maceramız tam anlamıyla başlamış oluyor.

Bölümün kahramanı şüphesiz gezegeninin insanlarını kurtaran Shyir'di ancak çizgi romanda hiç görmediğimiz Razer ve yapar zeka Aya alttan alttan tanıtıldı bu bölümde. Bu iki karakterin kesinlikle sonraki bölümlerde çok önemli roller oynayacağını düşünüyorum.

Bir gezegenin ve onlarca fenerin ölümüyle son bulan ilk 2 bölümümüzde YF'nin klasik yapısı "Fenerler ölmez diye bir şey yok" un ispatı yapıldı bir açıdan. Sonraki bölüm de bu kadar keyifli olur umarım. (Bu arada o Zilius Zox nedir arkadaş koy halısahaya oyna ya...)


Son olarak çizgilere bakacak olursak Beware the Batman izleyenlerin alışık olduğu 3D tarzıyla karşı karşıyayız. Çizgiler zamanla alışılabilecek düzeyde. Tek sıkıntı Özer Aydoğan karikatürlerinden fırlamış Hal Jordan'ın çenesi, onu da umarım düzeltirler... Muhafızların çizimleri özellikle hoşuma gitti. Buradaki tek sıkıntı ise muhafızları hep daha kısa boylu düşünmüş olmam. Ayrıyetten Kilowog da neredeyse Hal ile aynı boyda. Bu kısımları görmezden gelirsek 3D Yeşil Fener'in uzaylı temasına cuk oturtulmuş bence...

Bölüm Puanı: 9/10

Gelecek pazar görüşmek üzere...

0 yorum:

Yorum Gönder