Evet
söz verdiğimiz gibi Green Lantern Animated Series incelemelerine başlıyoruz. Öncelikle
bir spoiler uyarısı yapalım. Bölümün tamamını izlemeden gelmek olmaz!
Hikayemiz bir Yeşil Fener'in Kırmızı Fenerler tarafından
öldürülmesi ile başlıyor. Burada öldürülen Yeşil Fener Meten'i tanımıyoruz
ancak Kırmızı Fenerler'den biri tanıdık. Yaptığımız "Işığın Sönüşü"
hikayesinde de yer alan Zilius Zox. Ancak diğerini tanımıyoruz. Daha önce böyle
birini ne çizgi romanlarda ne de diğer filmlerde görmüştüm. Ardından Hal
insanları kurtarmak için dünyada milyon dolarlık uçağını feda ediyor. Bölümün
favori sahnelerinden biri bu benim için. "Ne olursa olsun, Yeşil Fener de
bir kahraman" göndermesi cuk oturtulmuş. Carol ile aralarındaki
tartışmalardan anlıyoruz ki Ferris henüz bir fener değil ve Hal'in bir Fener
olduğunu bilmiyor.
Oa'ya giden Hal belki de Yeşil Fener deyince akla ilk gelen
iki fener ile karşılaşıyor. Salaak ve Kilowog. İkisi olmadan Yeşil Fener dizisi
düşünülemezdi zaten. Muhafızlarla Hal konuşurken Oa'ya bir Yeşil yüzük düşer.
Yani bir Fener ölmüştür. Vee hikayemizin geçeceği "Sınır Uzay" ile
ilgili bilgileri alırız burada. Hikayemizin en azından ilk kısmı Sınır Uzayda
geçeceğe benziyor.
Sınır Uzay anlatısında dikkat çeken bir nokta var.
Farkettiyseniz muhafız Apsa "Korunan Uzayda 3600 sektör var" diyor.
Burada benim aklıma şu soru geldi direkt "Korunan Uzay... Peki korunmayan
uzay sektörleri de mi var?". Her sektöre bir Yeşil Fener verildiğini
biliyoruz ancak bu teorim de çürütülemez henüz. Devamında Sınır Uzayda daha
fazla Yeşil Fener'in öldüğünü anlıyoruz. Appa Ali Apsa (Ali? :D ) vurdumduymaz
hareketleriyle "Biz bu işi çözeriz, bunu sizden öğrenecek değiliz"
gibi bir tavır takınsa da bir başka muhafız onlara eşeğin aklına karpuz kabuğu
düşürtecek cinsten bir uzay gemisi gösteriyor.
Ve bir başka gezegende tıpkı bölümün başındaki gibi bir
başka Yeşil Fener'e saldırı uygulanıyor. Zox ve yancısı Razer tekrar sahneye
çıkıyor ve Yeşil Fener'in peşine düşüyor.
Aklına düşen karpuz kabuğunun peşine düşen Hal gemiye
ulaşmaya çalışırken Kilowog engeline takılıyor. Aslında engel diyemeyiz. Çünkü
bu çılgınlıkta Kilowog da ona eşlik ediyor. Bu sırada gemiye ilerliyorlar ve
geminin devasa bir güç bataryasına sahip olduğunu görüyoruz. Ayrıyetten geminin
bir yapay zekası var. Güç bataryası kulanan bir yapay zeka.
Adeta bir Yeşil Fener. Sonra muhafızlara geri dönüyoruz.
Hikayemiz dağıldıkça dağılıyor hissi uyandırıyor bu sahnelerde. Muhafızların
bir sır sakladığını öğrendiğimiz bu dakikaların ardında Hal
"Ultrawarp" denilen şeyi harekete geçirmek için Aya'ya felsefik bir
konuşma yapıyor.
Vee Ultrawarp. Ultrawarp aslında sınır uzaya en kısa sürede
gitmenin tek yolu. Bir koordinat giriyorsunuz ve gemi sizi oraya adeta
ışınlıyor. Sınır Uzayda geçen bir hikaye için ulaşım sorunu güzel çözülmüş.
Ultrawarp sırasında Hal pilotluk özelliklerini devreye sokarak zor durumdan
kurtuluyor. Açıkcası bu kısmın çok abartılmadan ve uzatılmadan geçmiş olunması
yerinde bir tercih olmuş. İlk bölümden ölemeyeceklerini herkes biliyor. Fazla
aksiyona gerek yok.
Kilowog ve Hal'in Carol hakkında konuşmasının ardından
Kırmızı Fenerler (Bundan sonra KF diyeceğim) tarafından kovalanan YF (Yeşil
Feneri kısaltmak için bundan sonra bunu kullanacağım) hakkında bir şeyler
yapmak için harekete geçiyorlar. Ve Zox burada Razer'a biraz acımasız olması
hakkında öğütler veriyor.
Hal ve Kilowog tam bir 2ye2 kapışmaya tutuşuyor. O da ne?
Hal ve Kilowog kırmızı fenerler hakkında hiçbir şey bilmiyor. Buradan
çıkarabileceğimiz sonuç şu ki ileriki bölümlerde daha fazla fener hakkında daha
fazla şey öğrenebileceğimiz. Aslında çizgi roman serisini pek takip etmeyen
insanlar için iyi düşünülmüş bu kısım. Hiçbir şey bilmeden de keyifle
izlenebilir kılmışlar.
Hikayemize geri dönüyoruz. Hal ve Kilowog ilk başta
öldürülen YF Meten'e benzettiğim YF'i kurtarmaya çalışırken bir hayli
zorlanıyor. Burada Hal'in o zamanlar en güçlü YF olmadığını anlamamıza yetiyor
aslında. Ve o sırada Hal yüzüğünün gücü bittiği için normal haline dönüyor.
Yeşil Yüzüğün insanı koruyan bir tabaka oluşturarak yaşaması için her şeyi
sağladığını biliyoruz ancak yüzük olmadan Hal o gezegende nasıl hayatta
kalabildi pek anlayabilmiş değilim. Neyse buralara çok takılıp dizinin içine
etmeyelim :D
Hal geminin bataryasından güç alarak Razer ve Zox'ı
gezegenden uzaklaşıtırıyor. KFleri def eden dostlarımız Sınır Uzaydaki
maceralarına tam olarak adım atmış oluyorlar ve 1.bölüm bitmiş oluyor.
Anlaşılan KF ve YF kapışması göreceğiz. Bu süper bir fırsat. İki fener
birliğinin kapışması YF dergilerinde kolay kolay görebileceğimiz bir şey değil.
Potansiyel yaratılan ama pek kullanılmayan bir şey. Genelde yüzükler bir olup
bir düşmana karşı savaşır ya da hepsi bir olup YF'e saldırırdı. Bunu izlemek cidden
keyifli olacak.
Birleşik bölümümüzün 2.kısmına geçiyoruz. Muhafızlar gemi
soygunundan haliyle hoşnut olmadığından Hal'i "2814'ün eski Yeşil
Feneri" diye çağırıyor. Ve muhafızlar bilmemezlikten mi geliyor (unuttunuz
mu? Bir sır saklıyorlardı) yoksa cidden mi bilmiyorlar anlaşılamayacak bir
muhabbete dalıyorlar. Bu sırada bir KF Uzaylısız Uzay Aracı (Başka türlü
isimlendirilemezdi :D ) gemiyi takip ediyor. Ve muhafızlarımız sakladıkları sır
hakkında biraz daha konuşmaya dalıyorlar. Kilowog ve Hal Oa'ya dönme ve Sınır
Uzayda kalma konusunda tartışadururken Hal kendi yüzüğünün gücünü gemiye
aktararak peşlerindekinden kurtuluyor.
Hal ve Kilowog eve dönüp YF takviye kuvvetleriyle sınır
uzaya dönmeye çalışırken gemide oluşan hasardan dolayı sınır uzayda kalıyorlar.
Ultrawarp'ın zaman sınırı olmadan tekrar tekrar kullanılabilmesi onun ne kadar
kullanışlı bir şey olduğunu açıklıyor aslında. Bunu boş geçmeyeceklerdir. Dokuz
ay sınır uzayda kalacağını öğrenen ekibimiz hikayenin devamında da burada
olacağı anlamına geliyor. Ve gemi üzerinde bir izleme cihazı ile yaralı
YFimizin gezegenine doğru gidiyor.
Atrocitus ve KFlerin konuşmalarına tanık oluyoruz sonraki
sahnede. Atrocitus, Zox ve Razer'ın konuşmalarında Zox'ın Razer'dan
hazetmediğini ve onun KF olmak için yeterli olmadığını düşünüyor. Razer gibi
çizgi romanda olmayan bir karakterin bu kadar gözümüze sokulması hikayede
mutlaka üstlerde yeri olacağının sinyallerinden olmalı.
Yaralı YF'in gezegeninde Hal ile ilgili bir şey öğreniyoruz.
Aslında kimliği gizleyen ender YFlerden Hal. Kilowog ve diğer fenerlerin maske
taktığına şahit olduğunuz mu? Hal'in her ne kadar gereksiz görsem de
(Uzaylılarla uğraşıyorsun adamım, kimse senin ailenle ilgilenmez...) burada
kendileri göndermede bulunmayı ihmal etmemişler. Cidden Hal neden maske takıyor
ki?
Bolovax Vik'in yokolduğunu ve Kilowog'un oradan sağ kurtulan
ender (Belki de tek) canlılardan biri olduğunu öğrendiğimiz sahnelerde (tekrar
söylemek gibi olmasın. Hiçbir şey bilmeyenler gönül rahatlığıyla izleyebilir.
Adamlar bunun için uğraşmış adeta.) Atrocitus tekrar ortaya çıkarak
"YFleri verin, yoksa gezegeniniz ölür." temalı bir konuşma yapıyor. Yaralı
Fenerimizin isminin Shyir olduğunu öğrendikten sonra kendisi gezegenini
kurtarmak için kendini feda etmeyi düşünse de biraz gazla savaşmaya ikna
oluyor.
Planlı bir saldırı hazırlamakta olan YFleri bir yana
bırakırsak bölüm başından beri gözümüze sokulan Razer'ın KF olmayı hakettiğini
göstermek için gezegeni yokedecek aleti işaretliyor. Bu arada çok keyifli bir
kavga başlıyor. Atrocitus vs Hal! Tabii ki Hal'in çok güçlü olduğu zamanlar
değil. Bu yüzden kavgadan pek etkilenmediğimiz aşikar.
Razer ve Kilowog'ın dövüşüne dönücek olursak Razer'ın
aslında tam anlamıyla "beyni yıkanmış" bir savaşçı olduğunu
görebiliyoruz. Doğru tarafta olup olmadığı, kendi tarafının ne isteyip
istemediği hakkında bir fikri bile yok.
Hal, Atrocitus'tan okkalı bir dayak yerken Shyir gezegenini
kurtarmak umuduyla canını feda ederek Kilowog'a biraz zaman kazandırarak boşa
ölmemiş oluyor. Razer ise yaptığından oldukça pişman görünüyor. Hal gezegenin
patlayışını izlerken (gezegeden daha çok su balonunun patlayışına benzettim
gerçi ben...) Atrocitus, muhafızlara savaş açtığını bir kez daha duyuruyor.
Bölümün en sonunda Razer tutsak oluyor, Kilowog gezegenden
toplayabildiği tüm insanları toplayarak onları başka bir gezegene götürüyorlar
ve oraya Shyir'in (Bölümde zaman zaman Rev diye bahsettikleri fenerin) ismini
verdikleri gezegenle başbaşa bırakıyorlar. Ve maceramız tam anlamıyla başlamış
oluyor.
Bölümün kahramanı şüphesiz gezegeninin insanlarını kurtaran
Shyir'di ancak çizgi romanda hiç görmediğimiz Razer ve yapar zeka Aya alttan
alttan tanıtıldı bu bölümde. Bu iki karakterin kesinlikle sonraki bölümlerde
çok önemli roller oynayacağını düşünüyorum.
Bir gezegenin ve onlarca fenerin ölümüyle son bulan ilk 2
bölümümüzde YF'nin klasik yapısı "Fenerler ölmez diye bir şey yok" un
ispatı yapıldı bir açıdan. Sonraki bölüm de bu kadar keyifli olur umarım. (Bu
arada o Zilius Zox nedir arkadaş koy halısahaya oyna ya...)
Son olarak çizgilere bakacak olursak Beware the Batman
izleyenlerin alışık olduğu 3D tarzıyla karşı karşıyayız. Çizgiler zamanla
alışılabilecek düzeyde. Tek sıkıntı Özer Aydoğan karikatürlerinden fırlamış Hal
Jordan'ın çenesi, onu da umarım düzeltirler... Muhafızların çizimleri özellikle
hoşuma gitti. Buradaki tek sıkıntı ise muhafızları hep daha kısa boylu düşünmüş
olmam. Ayrıyetten Kilowog da neredeyse Hal ile aynı boyda. Bu kısımları
görmezden gelirsek 3D Yeşil Fener'in uzaylı temasına cuk oturtulmuş bence...
Bölüm Puanı: 9/10
Gelecek pazar görüşmek üzere...
0 yorum:
Yorum Gönder