Halkın içinde hep bir
endişe var o yıllarda.Hangi yıllardan mı bahsediyorum ? 1950 ‘ li
yıllar.Nükleer savaş paranoyasının alıp başını yürüdüğü ve bunu da 90 ‘ lı
yılların başlarına kadar sürdürecek bir süreç.Hiroşima ve Nagazaki
deneyimlerinin ardından ortaya çıkan bu yıkım ve kıyımın ardından açıkçası
korkmakta da haklılardı.Ancak bu eğlence sektörünü de vurup hemen her filmde
karşımıza çıkan bir durum olunca , onlardaki paranoyanın şiddeti açıkçası
rahatsız edici bir düzeye vardı.Belki de benim tuzum kuru olduğundan ben
rahatsız oluyordum ama bu filmlerin
yaratıldığı ülkenin kendisinde korku, dehşet, suçluluk psikolojisi ve
paranoyalarını perçinleyen Sovyet Cumhuriyeti olunca, sinema alanında kaliteli
yapımlar külte dönüşürken diğerleri unutuldu ve kayboldu.
Kim derdi ki Lex
Luthor zamanın paranoyasına direnemeyip Atom Man olacak diye ? Ben tahmin
etmezdim şahsen ama oluyormuş demek ki.Yıllardan 1950 ve artık Superman
karakteri namını bir hayli duyurmuş 1948 yılındaki ilk filmiyle.Şahsen
abartılmayacak ölçüde başarılı bulduğum ilk filmin ardından daha bir merak
ederek başladım izlemeye.İlk filmin senaryosundaki eksiklikleri tamamlaması
umudum da hep içimdeydi.Ayrıca Lex Luthor ilk defa bir filmle canlı kanlı
karşımıza çıkacaktı , bunun heyecanı bir ayrı tabii.Açıkçası Lex Luthor
defalarca kez önümüze ısıtılıp ısıtılıp koyuldu Superman film ve
dizilerinde.Ama bunun ilk örneği ne kadar başarılıydı bunu merak ediyordum.
İlk filmden farklı
olmayan formatla yaklaşık yirmişer dakikalık bölümlerle ve eski filmde olduğu
gibi 15 bölüm şeklinde yayınlanan bir yapım.Yani eski film gibi uzun.Kıyafette
herhangi bir değişiklik olmamakla birlikte temel oyuncularda da bir değişiklik yok.Kirk Alyn yine Superman ,
Noel Neill yine Lois Lane , Tommy Bond yine Jimmy Olsen.Görsel efekt kullanımı
da eskide olduğu gibi çizgi film şeklinde sadece bazen Kirk Alyn ‘ in mavi
perde önünde belden yukarısı görünecek şekilde uçuyor gibi görünmesi sağlanmış
ama açıkçası buna pek gerek de yok.Oyunculuklar eskisi gibi kaliteli ama Kirk Alyn
hala Clark Kent benim gözümde , kendini Clark Kent olarak sevdirdi bana.Noel
Neill ise Lois Lane en çok yakışan kişi olup çıkıverdi ilk filmden sonra benim
için , eğer hiç yaşlanmamış olsa Lois
Lane rolünü sonsuza dek oynamasından tek bir kez bile şikayet etmezdim
herhalde.Tabiki bu görüşüm iki film içindeki oyunculuğu ve role yakışmasıyla
alakalı.
Spider Lady işin
doğrusu pek içime sinmeyen bir düşmandı.Lakabından kaybediyordu bir kere.Ancak
Lex Luthor ismi gereksiz bir lakap olmadan
yeterince tehlikeli olduğunu kanıtlamış bir düşman olsa bile
senaristlerin gazabına uğrayarak Atom Man lakabını alıveriyor.Lakaplara ve
şahsiyetlere takılmaya pek gerek yok.Lex Luthor, Spider Lady ‘ den tehlikeli bir düşman olduğunu hemen
kanıtlıyor zaten.Nasıl mı ? Spider Lady başkasının ürettiği teknolojiyi çalmaya
ve kullanmaya uğraşan bir düşmanken Lex Luthor kendi teknolojisini kendisi
üretiyor.Zaten aklımızda çok zengin olmasının dışında dehasıyla yer edinen Lex
Luthor böylece bu film içindeki konumuyla bir artıyı baştan kazanıyor.Lyle
Talbot ise rolün üstesinden gelmeyi başarmış bana kalırsa.
Açıkçası filmde belli
bir noktadan sonra birkaç şey fark ettim.Mesela ilk filmde üniversite binası
olarak kullanılan mekan ikinci filmde hastane oluveriyor , ilk filmdeki
sahnelerden bir çok alıntılar var , görsel efekt tekrarları da göze
çarpıyor.Bunu eksiklik olarak niteleyebilirsiniz ama o yıllarda kimse kusura
bakmasın milyon dolarlık yapım bekliyorsan bu o dönem yönetmen , senarist ve
yapımcıların değil senin hatandır.
Ancak senaristleri
eleştirmekte haklı olduğunuz noktalar da olacaktır.Tamam Clark Kent ,
Smallville ‘ den ayrılalı çok oldu fakat dört saatlik filmin içinde hiç mi
yerleri yoktu ailesinin.Fazla bir
beklentim yok , önceki yazılarımda da belirttim bu yıllardaki yapımlardan
beklenti azaldıkça keyif alınıyor ama beklentimi daha fazla azaltmak da filme
ve filme emek verip olduğunca orijinal film çıkarmaya çalışan insanlara hakaret
olacaktır.Sırf aksiyon vaat ediyor hala film bunda bir değişiklik yok emin olun
bu nedenle buna hazırlıklı izlemelisiniz filmi.
Şaşırdığım bir nokta
var.Lex Luthor sentetik kriptonit yapmayı başarıyor bu bir kenara Superman ‘ in
nereden geldiğini , Kripton gezegenin akıbetini saniyesi saniyesine
anlatıyor.Peki bu bilgiye nasıl ulaştı saçmalığa bak derken…Meğerse Jor-el
tarafından yollanan radyo sinyali mesajları yoluyla bu bilgiyi edindiğini
öğreniyoruz.Şaşırtıcı değil mi ? Şaşırtıcı olduğu kadar nasıl bir deha ile yüz
yüze olduğumuzu gösteren bir nokta ki senaristleri bu konuda tebrik
ettim.Ayrıca kendi dehasının ürünü olan
Empty Doom adlı silah – ya da bölge - da bana Phantom Zone ‘ u hatırlatmadı
değil.Biraz araştırdığımda da benimle aynı düşünen insanlar olduğunu gördüm.
Ancak aynı
senaristler eski filmdeki tavırlarını sürdürmeye devam ediyorlar bu filmde
de.Lois Lane aptallık ile cesurluk arasındaki o ince çizgide sürekli gidip
geliyor.Sürekli ya kaçırılıyor ya haber sevdasına ölümle yüz yüze geliyor.Jimmy
Olsen da geçen filmden dayak yemeye alıştığından kaderine razı gelen geçenden
dayak yer vaziyette.Geçen filmde canımı sıkan noktalar bunlardı ve bu filmde de
aynı tutum sergilenince sıkılmadım değil.Aksiyondan başka bir şey vaat etmiyor
olabilirsin ama aynı şeyleri ısıtıp önümüze koymak da gerekmiyor hangi yılda olursan
ol.
Superman ‘ in kimliği
bu filmde sürekli açığa çıkma tehlikesiyle karşı karşıyaydı.Bunun kullanılması
hoşuma gitti , ortaya çıkmayacağını bilse de insan heyecanlanıyor.Superman
ayrıca artık sırf Lois Lane ‘ i veya Jimmy Olsen ‘ i kurtarmak için
kullanılmayıp başka insanlara yardım ederken , sorunları çözerken de görülüyor,
bu en azından film hakkında fikrimin değişmesini sağlayan unsurlardan biri
oldu.Ayrıca insanların ışınlanmasını sağlayan demir para ( veya sikke de
diyebilirsiniz ) beni güldürdü ayrıca özgün bir fikir olarak da aklımda yer
etti, komik olması beğenmedim gibi anlaşılmasın.Beni diğer güldüren nokta ise
araba kullanan Superman oldu.Detaylarını anlatmıyorum izleyin ve görün – yada
gülün siz bilirsiniz -.
Bu filmden sonra
artık Kirk Alyn ‘ e veda ediyoruz.Artık Superman olarak görmeyeceğimiz aktör
benim açımdan saygıyı fazlasıyla hak etti , gerek Clark Kent rolündeki o
samimiyetiyle , gerek oyunculuk kalitesiyle.Ancak bu kendisini herhangi bir
Superman filminde son görüşümüz değil.Kendisi 1978 yılındaki Superman filminde
küçük Lois Lane ‘ in babası rolünde ufak bir
sahnede karşımıza çıktı.Ancak burada da Superman olmadan önceki
kaderinden kurtulamayacak ve ‘’ uncredited ‘’ olarak yer alacaktır.1999 yılında
ise Kirk Alyn aramızdan ayrılıp , ilk Superman olarak sonsuzluğa uçtu.
‘’ Hellbazer ‘’
‘’ Kirk Alyn'ı saygıyla anlıyoruz...‘’
0 yorum:
Yorum Gönder